Cumhurbaşkanı Erdoğan mülteci krizinin çözümü için AB tarafından verilen maddi yardım sözünün tutulmadığını kaydederek, "Kapımızı Batının bu mültecilere kapadığı gibi bombalardan kaçan mazlum insanlara kapayamayız. Öyle veya böyle alacağız. Terörden arındırılmış bölge, uçuşa yasak bölge 4-5 bin kilometre karelik böyle bir alan bunu sayın Obama'ya şimdi de Trump'a ifade ettim. Dedim ki bu bölgeli gelin tamamıyla terörden arındırılmış güvenli bölge olarak biz buralarda hemen konut inşasına başlayalım. Biz konut inşasında başarılı bir ülkeyiz. Bunları yaparız ama mali noktadan sizler de bize destek olun dedik" ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Biz de gerekeni yapalım dediler. Ama o günden bu güne 2 yıl geçti henüz bir adım yok. Körfeze de önemli iş düşüyor. Hep birlikte bu adımı atalım" dedi.
Orta Doğu'daki pek çok sorunun temelinde Filistin meselesinin yattığını kaydeden Erdoğan, "Filistin meselesi kalbimizin, vicdanımızın en derinlerine işlemiş bir acıdır. Filistinlilerin on yıllardır kenti öz yurtlarında vatansız, topraksı, devletsiz bırakılmaları asla kabul edilemez. Tarihi adaletsiz giderilmedikçe Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm bulunması, İslam dünyasının yaşadığı sıkıntıların aşılması mümkün değildir. Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm imkanlarıyla Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya, onların haklı davalarını desteklemeye devam edecektir. Bölgede kalıcı barışın tesisinin öncelikle Filistin halkına yönelik baskılara son verilmesinden 1967 sınırları içinde başkenti doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti kurulmasından geçtiği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı. < src="//cdn2.admatic.com.tr/showad/showad.js" async>
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "BM Güvenlik Konseyi'nin 2334 sayılı kararına rağmen İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşa etme kararı tam bir provokasyondur. Uluslararası hukuk ve insan hakları hiçe sayılarak Filistin'e uygulanan abluka ile yasa dışı yerleşimlerin sona erdirilmesi Orta Doğu'da kalıcı barışın ve istikrarın ön şartıdır. İsrail'in özür, tazminat ve ambargoya dair üç şartımızı kabul etmesinden sonra bu ülkeyle ilişkilerimizi normalleştirmeye başladık. Bu adımımızın gerisinde Filistin sorunun çözümü yönündeki çabalara ve bölgemizin istikrarına olumlu katkı sağlama hedefi de bulunuyor"
Erdoğan, "Terör değişen şartlara kendisini hızla uyarlayabiliyor. hiçbir insani ve ahlaki değeri bulunmayan terörün kökünün kurutulabilmesi için daha fazla çaba ortaya koymamız lazım. Özellikle de ülke olarak DEAŞ'ı El Kaide'yi, Boko Haram'ı, Eş Şebab'ı, PKK'yı, YPG'yi, FETÖ'yü aynı samimiyetle ve kararlılıkla lanetliyoruz. Yabancı savaşçıların çatışma bölgelerine seyahatlerinin engellenmesi konusunda hiçbir ülkenin göstermediği ölçüde çaba harcıyoruz. buna karşılık DEAŞ ya da El Kaide'ye gösterilen duyarlılığın PKK için de özellikle gösterilmesini, DHKP-C ve FETÖ için de geçerli olmasını bekliyoruz. Zira bunların hepsi terör örgütüdür" dedi.
Türkiye'nin alçak yüzünü 35 yıldır gördüğünü kaydederek, "15 Temmuz'da farklı bir yüzüne muhatap olmuş bir milletiz. 15 Temmuz'da kanlı darbe girişiminde bulunan FETÖ yeni nesil bir terör örgütüdür" dedi.
Bafranın haberi, bafra
