GÜNDEM

Eğitim-sen'liler Gönüllerince Eğlendi

 
 2293
Eğitim-sen'liler Gönüllerince Eğlendi - Eğitim-Senliler birlik ve beraberlik yemeğinde bir araya gelerek gönüllerince eğlendiler.
Bafra Haber

 |  - Eğitim-Senliler birlik ve beraberlik yemeğinde bir araya gelerek gönüllerince eğlendiler.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Bafra Temsilciliği Bafra Şehir Kulübünde birlik ve beraberlik yemeği düzenledi.

Yemeğe CHP Samsun İl Başkan Yardımcısı Şevki Yılmaz,   Eğitim-Sen Samsun İl Temsilcisi İsmail Yavuz ve yönetimi, Halk TV Genel Müdürü Şaban Sevinç,  Cumhuriyet Halk Partisi Bafra İlçe Başkanı Nihat Oktay ve ilçe başkanlığı yönetimi, Sivil Toplum Örgütü Temsilcileri ve sendika üyeleri katıldı.

 Birlik beraberlik yemeğinde açılış konuşmasını Eğitim-Sen Bafra Temsilcisi Tacettin Koca yaptı.

Tacettin Koca konuşmasında şöyle söyledi:

Merhaba dostlar, Bilimsel, laik ve demokratik eğitim diyen eğitim emekçisi arkadaşlarım merhaba, eğitim emekçilerinin mücadelesine destek olan siyasi partilerin değerli başkanlarına, üyelerine ve siz değerli dostlarımıza merhaba, Gezi parkı eylemlerinde yapılan mücadeleye Bafra sokaklarında da destek olanlara merhaba, Soma maden faciasında yaşanan iş cinayetlerine dur demek için grev yapanlara merhaba, Suriye`de Irak`ta Ezidilerin, Türkmenlerin, Kürtlerin İşid terörüne karşı verdikleri mücadeleye destek verenlere merhaba, Dinci, ırkçı, muhafazakar eğitim sistemine hayır diyenlere merhaba, 8 Martlar da Bafra sokaklarını özgürleştiren, kadına şiddete hayır diyen arkadaşlarıma merhaba, 

Eğitim-Sen Bafra Temsilciliğimizin hazırladığı geceye hoş geldiniz.

Bir yıl aradan sonra,  siyasi iktidarın öğretmen evlerine getirdiği yasaklar sonucu yeni bir mekanda yeniden bir aradayız. 12 yıldır hükümet olan siyasi iktidar, eğitimi yaz-boz tahtasına dönüştürmeye devam etmekte, gerici, ırkçı muhafazakar toplum inşa etmeye hız vermektedir.

Sözde dindar nesil yetiştireceğiz söylemiyle, toplumu kandırmış, eğitimin piyasalaşması, özel sektöre devri için gerekli yasal düzenlemelere devam etmiştir. Kamusal hak olan eğitim, paran kadar eğitim anlayışına dönüşmeye başlamıştır.

4+4+4 dayatması ile birlikte, zorunlu olan din dersleri seçmeli din dersleri de eklenerek zorunlu seçmeli hale getirilmiştir. Çocuk gelinler sorunu, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmasına rağmen açık lise durumundan kaynaklı artış göstermeye başlamıştır. İlçemiz Bafra da dahi birçok öğrenci, liseyi terk edip evlendirilmiştir. Dönüşen okullar ve sınıf sayılarının artırılması sonucunda birçok öğretmenimiz norm kadro fazlalığı durumuna düşmüş ve kendilerine yeni okul aramak durumunda kalmışlardır. Okul öncesi eğitim zorunlu olmaktan çıkartılmıştır.

Devlet okullarına kaynak yok diyen iktidar, bir anda özel okullara gidecek öğrenciler için kişi başı 3500 TL kaynağı bulmuştur. Hükümet sendikamız dışında ciddi bir itiraz karşılaşmamıştır. Bu yasaya itiraz etmemek biz çalışanların kendi elleriyle bindiği dalı kesmesi anlamına gelmektedir. Birçok veli bu yardımla birlikte çocuklarını devlet okullarından alıp özel okula vermeye başlamıştır. İleride devlet okullarının içeriği daha da niteliksizleşecek ve özel okula giden öğrenci sayısı artacaktır. Özel sektörün eğitim içindeki payı arttıkça birçok öğretmen norm kadro fazlalığına düşecektir. Hali hazırda birçok yasa norm kadro fazlalığı öğretmenlerin alanında iş kalmadığında 4/C statüsünde çalışabilmesine göre düzenlenmiştir. Tekel işçisi arkadaşlarımızın başına gelen bizlerin de başına gelecektir.

Bunun için hükümet tarafından birçok meslek itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bunun için her gün dövülen bıçaklanan öldürülen, öğretmen, doktor ya da sağlık çalışanı haberleriyle karşılaşmaktayız.

19. milli eğitim şurasında alınan kararlar tarihi bir leke olarak durmaktadır. Okul öncesi eğitimde dahi karma eğitimden vazgeçilmesi için, şuraya, yandaş sendika tarafından verilen öneri bir utançtır. Sözde dindar nesil yetiştireceğiz söylemi ile toplumun gerici muhafazakar yanına hoş görünüp paraları sıfırlayanlar ile okul öncesi çocuğa dahi cinsel obje olarak bakan zihniyet yeni dönemin dindar anlayışıdır.

Ermenek ve Soma maden faciasında yüzlerce işçi ölürken, binlerce emekçi işsiz kalırken, Van depreminde evini kaybedip hala çadırda yaşayanlar varken, 1150 odalı saraylar yapmak siyasi iktidarın gerçek niyetinin su yüzüne çıkmış halidir. Onlar saraylarında yaşarken, sorgulamayan, hakkı olanı bilmeden şükreden, Allah razı olsun diyen bir toplumu inşa etmek tesadüf olamaz.  Anadilini dahi kullanamayan bir nesile Osmanlıca öğretme isteği, sarayda kendilerini padişah sanmaktan başka bir şey değildir.

12 yıldır kadrolaşan siyasi iktidar ve yandaşları, kadrolaşmaya doyamamışlardır. Müdür ve müdür yardımcılarını önce rotasyon adı altında sürgün ettiler. Yeri değişen idarecilerin görevi bırakacaklarını düşündüler ve yanıldılar. Bu defa öyle bir yasa çıkarttılar ki, tüm idareciler görevlerinden oldular. Mülakat adı altında kurdukları komisyonlarda ve müdür notu belirlemede verdikleri puanlarla, sözde sendikalarının dışında kimsenin idareci olmasına izin vermediler. Yeni atanan şube müdürleri hiç tanımadığı müdürlere, bir çok başarı belgesi olmasına rağmen düşük not vermiştir.

Aynı anlayış şimdilerde tüm çalışanlara etik semineri vermeye çalışmaktadır. Dürüstlükten, hakkaniyetten, saygıdan, sevgiden, liyakatten bahsedenler kendilerinde olmayanı biz çalışanlardan istemektedir. Hiç merak etmesinler, yandaşlığı tercih etmeyen bizlerin her biri, onlara etik seminerinin en alasını veririz.

Siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yaşattığı sorunların yanında, sözde sendikaların yaşattığı sorunlarla uğraşmak çalışanları bilinçlendirmek sendikamız EĞİTİM-SEN" Ã‹Å"in görevi ve mücadele anlayışı olmaya devam etmektedir.

Eğitimin özelleştirmesi ile ilgili yasa ve yönetmelik değişikleri yaşanırken, seslerini çıkartmayan sendikalar, maaş anlaşması için yapılacak özendirme sözleşmesi için sendikacılık faaliyeti yapıyoruz söylemi ile kampanyalar düzenlemeye ve ortalığı ayağa kaldırmayı marifet saymaktadırlar. Oysa özendirme sözleşmesi sonucu maaşlarımıza yansıyacak ortalama rakam 40 TL`yi geçmemektedir. Biz çalışanların büyük bir çoğunluğu haziran ayı itibarıyla ikinci vergi dilimine girdiğimiz için, maaşlarımızda  %5 ek vergi kesintisi ile karşılaşmaktayız. Bu da aylık 80 lira ile 120 lira maaş kesintisi anlamına gelmektedir. Esas sendikacılık alanımızla ilgili sesini çıkartmayanlar, çıkartamayanlar, sendikacılığı özendirme sendikacılığı haline getirmişlerdir.

Yaşanan olumsuz süreçte bizim sözde sendikalar yine farklı promosyon sözleşmeleriyle uğraşmaktadırlar. İlçemiz Bafra genelinde özel hastanelerle, benzin istasyonu ve değişik işletmelerle indirimli özendirme anlaşması yapmaktadırlar. Özel hastanelerin varlığına karşı mücadele etmeleri gerekirken, üyelerini özel hastanenin müşterisi yapmak sendikacılıkla bağdaşmaz. Yine benzin istasyonu ile yapılan anlaşmalarında üyelerini kandırmaya devam etmektedirler. Benzinden alınan yüksek vergi oranına karşı sesini çıkartmayanlar, % 3-5 gibi indirimleri sendikacılık faaliyeti sanmaktadırlar. Bunlar yetmez gibi üyelerinden kesilen aidat ile üyelerini sigorta şirketine sigortalatmak bizim sosyal güvenlik sisteminden beklentimizde yok, ona karşı mücadele edecek gücümüzde yok anlamına gelmektedir. Diğer bir komik durum ise, promosyon anlaşması yaptıkları şirketlerin hiç birinde çalışanların sendikalı olmayışıdır. Özel sektör, çıkarı için bir sendikayla toplu anlaşma yaparken, kendi çalışanlarının sendikalı olmasına izin vermemektedir. Geldiğimiz noktada sözde sendikaların durumu maalesef böyledir.

Yaşanan tüm olumsuzluklara, sendikamız Eğitim-Sen ve Bafra Temsilciliği dur demeye ve mücadele etmeye devam etmektedir. Bizler usanmadan, yılmadan doğruları anlatmaya, yapılan saldırılara karşı birlikte örgütlü mücadelemizi büyütmeye de devam edeceğiz.

Şimdi size temsilciliğimiz olarak yaptıklarımızdan örnekler vermek istiyorum arkadaşlar.

İlçemiz yerelinde, 4+4+4 eğitim sistemi dayatmasına karşı çıkan, bir çok eğitim emekçisinin katılımıyla grev yapan, polis şiddetine gazına tomasına rağmen eylemliliklerini gerçekleştirenler bizlerdik.

Norm kadro yönetmeliğinin bizlerin aleyhine değiştirildiği dönemde yine Bafra sokaklarındaydık.

Soma maden faciasında maden emekçileri ile dayanışmak, sınıf dayanışmasını artırmak için grevdeydik.

Betonlaşmaya dur demek için cumhuriyet ortaokulu bahçesine yapımına başlanan sözde ek bina yapımına dur demek için sesini çıkartanlardan biri de bizdik.

Sinop da yapımı istenen nükleer felakete dur demek için oradaydık.

Gerze de yapılmak istenen termik santrale dur demek için de oradaydık.  

Türbana özgürlük, serbest kıyafet isteriz yalanıyla eylem yaparken dahi, etek boyu için kadın emekçileri rahatsız etmeye çalışan müdürlerin karşısında biz durduk.

Kent konseyi genel kurulunda yapılan seçimlerde yaşanan rezalete biz dur dedik. Ve farklı bir yönetimin oluşturulmasını neden olduk.

Meslek onurumuz ve haklarımız için Ankara sokaklarında, öğretmenler günü arifesinde taleplerimizi seslendirdiğimiz bir anda, cep telefonlarımıza sevgili öğretmenim diye mesajlar gelirken, bir taraftan zehirli biber gazına maruz kalanlar bizlerdik.

Bütçeden payımızı alabilmek ve 2014 yılı kayıplarımızı telafi etmek için 13 Aralıkta Eğitim-Sen Bafra temsilciliği olarak Ankara`daydık.

8 Martlarda Bafra sokaklarında kadın hakları için yürüyen ve paneller düzenleyen yine bizlerdik.

12 yıldır, Eğitim-Sen Bafra Temsilciliğinin Halk müziği korosu ile türkülerimizi de söylemeye devam ettik.

Üyemiz olsun ya da olmasın birçok eğitim emekçisinin yaşadığı sorunlara, yasalar ve yönetmelikler kapsamında yön verdik, gerektiğinde açılan davalarına yardımcı olduk.

Bugün yine dostluğumuzun, birlikteliğimizin devamı olarak bu gece bir aradayız. sendika farkı gözetmeden, tüm eğitim emekçileri bizlerin dostudur. Bugün bizleri dinci, milliyetçi, sağcı, solcu diye bölmüş olabilirler. Bizim için asıl olan emeğin birleşik mücadelesidir. O gün gelip bir avuç sermaye sınıfının iktidarını yendiğimiz gün bizim günümüzdür.

Yaşasın birleşik mücadelemiz.

Yaşasın sınıf mücadelemiz. Yaşasın Eğitim-Sen, yaşasın Kesk.

 

Tacettin Koca`nın ardından konuşma yapan Eğitim-Sen Samsun İl Temsilcisi İsmail Yavuz, "12 yıllık bir AKP cebarrut rejimi ile karşı karşıyayız. Toplumsal hayatı yukarıdan aşağıya bir toplumsal mühendislik çerçevesinde hem piyasalaştıran hem gericileştiren bir AKP rejimi ile karşı karşıyayız.  Kendisi dışındaki toplumsal hayatın bileşenlerinin hiç birine yaşam hakkı vermeyen bir rejimle karşı karşıyayız.  4+4+4 eğitimde yıkım projesiydi ve o gün 28-29 Mart`ta Kızılay sokaklarında iki gece boyunca bu yasaya karşı direnenler eğitim emekçileriydi.  Yine oradan beslenerek 18. Milli Eğitim Şurasında ve Antalya`da 19. Milli Eğitim Şurası yaptılar. Bu yapılan 19. Milli Eğitim Şurası gerçekten milli olma vasfına dahi haiz değildir. Bu eğitim şurasında bildiğiniz gibi neyi tartıştılar ve tartıştırdılar. Eğitimin onca sorunu varken, öğrencilerin onca sorunu varken, eğitim çalışanlarının onca sorunu varken Osmanlıca dersi tartışıldı. Onun dışında ne tartışıldı? Karma eğitim tartışıldı. 21. Yüzyılın dünyasında karma eğitimi tartışanlara gerici demekten başka bir şey düşmez. Fakat hükümet bu 19. Milli Eğitim Şurasında geçiremediği bu kararı 20. Milli Eğitim Şurasında geçirmek üzere hazırlıklarını sürdürmektedir."    dedi.

Konuşmaların ardından Eğitim-Sen üyesi olup meslek hayatından emekli olan 4 öğretmene plaket takdimi yapıldı.

 Emekli öğretmenlerden Feridun Önkoyun`a  plaketini Eğitim-Sen Bafra eski temsilcisi İhsan Yılmaz Şamlı verirken, Hasan Yiğit`e Eğitim-Sen Bafra eski temsilcisi Belgin Kaya, Ruhi Kırbaş`a Eğitim-Sen Bafra Temsilciliği yönetim kurulu üyesi Zülbiye Semiz  ve Mehmet Çakmaklı`ya eşi Semra Çakmaklı tarafından plaketleri takdim edildi.

Plaket takdiminin ardından canlı müzik eşliğinde yemeklerini yiyen konuklar doyasıya eğlendiler.

Bafranın haberi, bafra
  • BafraHaber Yorum
  • Eğitim-sen'liler Gönüllerince Eğlendi içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0