Alevileri ne yapacağız`

İran ziyareti sırasında hocam Süleyman Ateş’e böyle sormuş adını hatırlayamadığım Ayetullah. Ya siz Sünnî yapın ya da müsaade edin biz Caferî yapalım diyerek de aklındaki çözümü söylemiş. Bu anekdotu doktora derslerinin birinde anlatmıştı hocam. Alevileri ne yapacağız` sorusu bugünlerde de sıklıkla dile getiriliyor. Konu ile ilgili herkes bir şeyler söylüyor. Akademik çalışmalar ne diyor diye merak ettim ve on üçüncü yüzyıl Anadolu’su hakkında Türkiye’de en ciddi çalışmaları yapan Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak’ın iki kitabını inceleyip, anlamaya gayret ettim.

Selçuklu dönemini çalışan Ahmet Yaşar Ocak, Alevilik/Bektaşilik üzerine derin kazılar yapıyor, cüretkâr iddialarda bulunuyor. Ocak doktora çalışmasında Alevi/Bektaşi kültürünün atası diyeceğimiz Baba İlyas Horasani’yi incelemiş. Sonraki baskılarında ilk baskısındaki bazı fikirlerini değiştirmiş olduğunu söyleyelim. Alıntı yapacağım düşünceleri bu doktora tezi ile daha sonra yayınladığı Alevi ve Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri isimli kitabında geçmektedir.

Ocak, bugünkü Alevi/Bektaşilerin temel eserleri sayılan Vilâyetname ve Menâkıbnameleri temel alarak görüşlerini temellendiriyor. Bilimsel yöntemi mahirce kullanıyor. Kişileri ve olayları çok güzel analiz ediyor. Ancak bizce yanlış ve haksız yorumlar yapıyor. Alevileri ne yapacağız` sorusunun kökeni de bizce Ocak’ın yorumlarında bulunuyor.

Alevi/Bektaşilerin atası Baba İlyas Anadolu Selçuklu sultanına isyan edip, cihat bayrağını açmış. İsyanın pek çok haklı gerekçeleri var. Ne var ki isyanı yazan tarihçilerin Baba İlyas değerlendirmeleri evlere şenlik. Baba İlyas peygamberlik ilan etmiş, büyücülükle uğraşmış, İslam ve Kuran’a aykırı hareket etmiş bir zat haline getiriliyor. Bilimsel literatürdeki şekliyle söyleyecek olursak Heterodoks Türkmen Dervişi oluyor. Heterodoks, yani yoldan çıkmış. Devlet tarihçilerinin olayı taraflı yazdıklarını belirten Sayın Ocak, yine de Baba İlyas’ın başarılı olabilmek için dini istismar etmiş olabileceğini söylüyor. Pes doğrusu. Anadolu’yu Müslümanlaştırma faaliyetlerinin en önemli şahsiyeti, Alperen Türkmen şeyhi, Abdalan-ı Rumların reisi, Alevi/Bektaşilerin atası peygamberliğini ilan ederek İslam dairesinden çıkıyor. Sünnî denilen halk arasında günümüzde de halen devam eden Alevi/Bektaşiler hakkındaki olumsuz yargıların nereden kaynaklandığı çok açık değil mi` Vilâyetname ve Menâkıbnamelerde Baba İlyas’ın bırakın peygamberlik iddiasını, bu iddiayı çağrıştıracak bir emare bile bulunmuyor.

Sayın Ocak’ın da isabetle yaptığı gibi dönemin Selçuklu sultanı ve devlet adamlarının icraatları insanları çileden çıkaracak seviyededir. Fakat yine de Anadolu’yu kasıp kavuran Moğol saldırılarının sorumlusu olarak Baba İlyas gösterilir. Çünkü o çıkardığı isyan ile devleti zaafa uğratmıştır. Bir kez daha pes doğrusu. Sen icraatlarınla ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını çökert, sorumlu seni defalarca ikaz eden, yapma etme diyen, ülkenin kurtuluşu için son çare olarak seni yönetimden almak isteyen olsun.

Ocak ikinci eserinde ise aşırı yorumsama yaparak kendisini oldukça sıkıntılı bir konuma oturtuyor. Yine Vilâyetname ve Menâkıbnamelerden yola çıkarak Alevi/Bektaşilerin inanç motiflerinden benzetebildiklerinin İslamiyet’ten değil, Eski Türk İnançları, Şamanizm, Uzak Doğu Dinleri, İran Dinleri, Hıristiyanlık, Musevilik ve Putperest Anadolu Kültüründen kaynaklandığını iddia ediyor. Örneğin;

Taş ve kaya kültü,
Ağaç kültü,
Hastaları iyileştirmek,
Gelecekten haber vermek,
Tabiat kuvvetlerine hâkim olmak,
Az yiyecekle çok kişiyi doyurmak
Yerden veya taştan su fışkırtmak
Irmak veya deniz üzerinde yürümek, bunlardan bazıları.

Ocak kısık sesle Alevi/Bektaşilerin tam anlamıyla Müslümanlığa intibak edemediklerini söylüyor. Alevi/Bektaşiler alınmasın ama gerçek budur demeye getiriyor.

Ancak Sayın Ocak bu tespit ettiği unsurların bazılarının Sünni denilen mutasavvıflarda da olmasına çok şaşırmış gözüküyor. Mevlana Celalettin Rumi’nin kendisini eleştiren Konya halkı üzerine ateş ve yağmur yağdırmasına bir anlam veremiyor. Çünkü Heterodoks Türkmen dervişlerinin kerametleri Mevlana’nın kerametleri yanında devede kulak misali kalıyor. Şaşırıyor çünkü ona göre Mevlana sünnidir ve ondan meydana gelen bu tarz harikulade olaylar tezinin tutarlılığını zedelemektedir. Zedelemeyi biz devam ettirebiliriz. Heterodoks Türkmen dervişlerinin çok azı tanrının kendi bedenlerine hulul ettiğini söyler. Mevlana bu konuda da onlardan geri kalmaz.

Muhammed @’ın hayatını okuyanlar Mucizat-ı Ahmediyye adı altında tasnif edilen mucizeleri bilirler. Örneğin, bir hurma kütüğü peygamberin vaazını dinler ve ağlar, peygamberin tükürüğü ile kopmuş bir kol yerine kaynar ve eski haline gelir, körlerin gözü açılır, bir ekmek binlerce ekmeğe, bir tas su tonlarca suya dönüşür.

Sayın Ocak Sünni mutasavvıfların kerametleri ile peygamberin mucizelerini nasıl değerlendiriyor acaba` Kitaplarında bu konu geçiştiriliyor. Bilimsel yöntem bizce burada terk edilmiş gözüküyor. Çünkü Heterodoks Türkmen dervişlerinin harikulade olayları ile Sünni mutasavvıfların kerametleri birbirine çok benziyor. İşin tuhafı Vilâyetname ve Menâkıbnamelerde Heterodoks Türkmen dervişlerinin harikulade olaylarının orijini olarak Peygamberin mucizelerine atıf yapılır. Alevi/Bektaşilerin pîrlerinden tezahür eden davranışlara niçin keramet denilmiyor da, İslâm dairesinin dışındaki inançlar temel gösteriliyor`

Osmanlı imparatorluğu dönemi tarihçilerinin çoğu da aynı tavrı sürdürmüştür. Cumhuriyet dönemi tarihçileri de onları takip ediyor. Bütün bunlar bize tarihi olayları objektif değerlendirmenin lüzumunu gösteriyor.

Ocak’ın söz konusu doktora tezini muhafazakar-sağcı yayınevi, diğerini ise liberal-solcu yayınevi yayımlamış. Anlaşılan o ki, Alevi/Bektaşiler ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamamışlar.

Alevi/Bektaşileri ne mi yapacağız`

Böyle bir soruyu unutarak, güzel bir iş yapacağız.

Not: Bu yazı alevi olan asker arkadaşım hatırasınadır. O ki sevdiği Sünni kızı alamamanın ağrısı ve acısını dizlerime yaslanıp ağlayarak, ciğerlerime damıtmıştır.

[email protected]

  • BafraHaber Yorum
  • Alevileri ne yapacağız` içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0