Başkanın Lüks Makam Arabası

Öğretmenlik gibi, hayatın her anına bizi hazırlayan, azı çoğu, yerli yersizi çocuklara öğreten, aileden biri kadar yakın, hayata dair aktarımları güçlü, donanımlı olan başka meslek var mı`

Aileler çocuklarına israf etme diye nasihat eder ama bu düşüncenin hayatımızda yer almasında en büyük pay sahipleri öğretmenlerimiz değil midir` Ne güzel, ne faydalı insanla yetiştirirler. 

Onlar Cumhuriyetimizin kuruluş sermayesini ve yokluğu öyle iyi bilirler ki. Meslekleri işte bu kadar ciddidir.

Bizim memleketin başkanı  emekli bir öğretmen. Geçmişte okuttuğu öğrencileri, memleket insanı, pek sever, saygı duyar. Şimdiye kadar olumsuz bir tavrına açıkçası şahit olmadım.

Yetiştirdikleri elbet iyi yerlere geldiler/gelecekler. Onun öğrencilerinden kendi alnının teriyle lüks otomobil sahibi olanlar oldu ya da olacak. Belki de çalıştığı fabrikada başarılı bir genel müdür olduğu için patronu tarafından lüks bir makam aracıyla ödüllendirilen olacak ya da gün gelecek, tıpkı öğretmen başkanının kaderi gibi, Anadolu’nun bir belediyesine başkan olup etrafındaki işsizliği, yokluğu, farkında olarak ya da olmayarak göremeyecek, lüks ve pahalı bir makam aracını şehrin meydanında, giriş kapısının ağzında, beyaz masanın 10 adım ötesinde park ettirecek.

Evine ekmek alıp eski kundurasıyla belediyenin önünden geçip fakirliğine ve zor hayat şartlarına dertlenirken, hangi yürek vardır ki böyle bir lüks aracı bizim başkanımızda hak ediyor diyebilsin. Aksini iddia edeni memleketin işsiz güçsüzüne sevk ediyorum, elbet bir yerde karşılaşıp iki kelam ederlerken, makam aracının iki dingil arası mesafesini konuşarak meseleyi geçiştirmeyeceklerdir.
Acele düşünmeyelim, aynı hızla da karar vermeyelim, bu lüks aracın doğuracağı fayda ve zararları örtmeyelim;

Belki bu aracın yüzü suyu hürmetine bozuk yollar, parke taşları yenilenir. O güzelim çamurlukları belki çamurla hiç karşılaşmasın diye kanalizasyonlar tekrar gözden geçirilir, su birikintilerinin üzerinden zıplamak zorunda kalmayız. Memleketin orta kesiminin otomobil sürücüleri bir kaza olmasın da bu lüks araç yüzünden masrafa girmeyelim diyerek belki daha dikkatli giderek dar sokaklardaki hız canavarı hissiyatlarını silip atacaklar. Yaşasın trafik daha dikkatli sürücülerle belki de daha güvenilir hale gelecek.

 

Yalın ayak bir fakir çocuğu, hayalini görmek için bu nesneyi belediye önünde görüp aklına kaydedecek, sonra ilk uykusundan daha mutlu kalkacak. Bir başka çocuk babasından, oyuncak minyatür maketini isteyecek. Bu talebi alan baba, cebinden on-on beş lira ayırıp bir oyuncak marketin yolunu tutacak, satın alacak ve memleket ekonomisine katkıda bulunacak. Çocuk bu lüks aracın ithal maketiyle oynarken tüketim toplumu olmayı, yabancı mala hayranlığı tadacak, diğer çocuklar ağzı açık seyredecek hatta diğer çocuklar biraz oynamak için ona yalakalık edecekler. Aynı gün diğer evlerde de durumu olan olmayan her aileye her sofraya bu oyuncak konu olacak. Bir baba alacak, diğeri parasızlığından dişlerini sıkacak!

Lise çağında bir genç belki de sevgilisine almayı taahhüt edecek aynısını, “İleride bu arabadan bizim de olacak” diyerek matematik sorularına daha fazla çalışacak ya da kısa yoldan nasıl zengin olurum diyerek şans oyunlarında parası yettiği kadar şansını zorlayabilecek. Bu araç sadece o gençlere değil hepimize zenginlik sembolü olarak göründüğünden, hayallerimizi süsleyecek, parasız ve moralsiz günlerimize ilaç gibi gelecek! İyi ki de almışlar.
Düşünsenize, lüks bir makam arabasının içindekilere verdiği rahatlık hazzını. Hele o asil duruşu, yol tutuşu yok mu` Sokaklara girdiğinde dışarıdan bakanları hayran edecek o güzelliği görmemek mümkün mü` O arabanın dingil aralığı, pahalı geniş lastikleri, yol tutuşu ve daha dile getiremediğim birçok donanımı üstünden inmemeniz için hesaplı kitaplı bir mühendislik başarısıdır. Bu mühendisliği tecrübe edilebilecek makam sahibine ne mutlu. 

Bakım ve parça masrafları yüzünden belki de yakın köyler artık aracın teknik yapısı bozulmasın diye belki de daha az ziyaret edilecek. Böylelikle bakım ve amortisman masrafları düşecek, memleketimizin makam aracı yıpranmadığı gibi fazla masraf da açmayacak.
Erdemli bir davranış duyarlı bir yürekten geçer. Duyarlılık en çok ta memleketin söz sahibi büyüklerinde daha bir dökümlü, hoş durur. Bu duyarlılık öncesi ve sonrasında ilgi, beğeni toplar. Yakın geçmişte bir yerli makam arabasına binen Başbakanımızı hala takdir edenlerden mütevellit erdem li siyaset adamlarının davranışlarının hiçbir zaman unutulmadığını hepimiz az çok biliriz. Biliriz ki bu davranış siyaset enstrümanı değil memleket insanımızın maddi durumuna kopuk olmayan bir tercih meselesidir.  
Nefislere danışın ve sonra aksini yapın der Mevlana efendimiz. Daha hayırlı olanı budur. Nefisimiz lüks bir arabayla şaha kalksa da, irademizle dize getirmemiz de pek mümkündür. Çünkü bu nefis memleketimize pahalı lüks makam aracı aldırabilir. Bu düşüncenin aksi olan güzel bir örnek verelim;

Rahmetli Sn. Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı iken oğlu ve oğlunun bir arkadaşı yurt dışı burs sınavına giriyor. Oğlu Can yücel ve arkadaşı Gazi Yaşargil sınavı kazanıyor. “Çocuğunu kollattı dedirtmem” diyerek oğlunu göndermiyor rahmetli bakan, Gazi Yaşargil’i gönderiyor. Gazi bey dünyanın tanıdığı bir doktor oluyor.
Devletin imkânları çok dikkatli kullanılmalıdır. Şimdi bir makam aracı için konuşulan rakamlar gerçekten de çok fazla değil mi` Tek gaye seyahat ise çok daha düşük değerde bir araç bulunabilirdi, hatta yine sıfır kilometrede. Eğer gaye rahat yolculuksa, çıkar memlekette bir sabah turu atar insanların ne kadar rahat olduğuyla kıyas yaparsın, gerçekten normal görüyorsan makam aracı olarak kullanırsın. Aksini düşünüyorsan, ömrü boyunca binemeyeceklerini ve alamayacaklarını bildiğin insan yığınıyla biraz olsun aynı kaderi paylaşıyorsun demektir.
Bu paraya eş  değer bir ev almak istiyor ve birikmiş param yok diyorsanız, kredi çekip iki katını ödeyerek sahibi olabiliyorsunuz. Hesaplıyorsunuz, bir çalışanın emeklilik ikramiyesinin neredeyse dört katı çıkıyor. Kısacası çalışarak bir ömür geçiyor bir makam aracı etmiyor. İnsanlar hayatı boyunca uçakla seyahat edecek lükse sahip olamadan göçüp gidiyor, vergi ödüyor, büyükşehirlerde halk ekmek kuyruklarına girip kuruşları hesap ediyor. Bunun için miydi her şey. O vergiler, o zor hayat koşulları, o parasızlık bir lüks makam aracını alsınlar diye miydi` Birileri için bir ömürlük birikim, diğerleri için bir anlık karar. Zıt zıddıyla görünür.

Akıl akla uygun olanı mucize ortaya konmadan ve gel git olmadan kavrar. Suret engel ve yol kesicidir, mana daha hayırlıdır. Bizim aklımızın bunu kavrayabilmesi için etrafımızdaki hayatları görmezden gelmemiz gerekiyor, ne yazık aklımız almıyor.

“Mal ve altın baş için şapka gibidir. Şapkaya sığınan kişi keldir.”
Murat Tutgin

  • BafraHaber Yorum
  • Başkanın Lüks Makam Arabası içeriğine yorum yapmaktasınız
Favicon
  • Toplam Yorum 0