Selim Kurnaz Trabzon Lisesindeki görevini tamamlamış ardında çok güzel hatıralar bırakarak, “bir gün okulumda, Bafra Lisesinde görev alabilir miyim” hayali 1961 senesinde gerçekleşmiştir.
Selim Hoca artık Bafra Lisesinin genç dinamik bir öğretmenidir.
Bafra Lisesine geldiğinde ilk işi aynı okulda görevli olan öğretmeni Mehmet Ulusar‘ın (Aguş Hoca) elini öpmek olmuştur.
Bu değerli öğretmenimiz Babalarımızın, bizlerin ve bizim çocuklarımızın da öğretmenliğini yapan, her öğrencisinde hatırası, anıları hala gündemimizde olan Resim ve El işleri öğretmenimizdi.
Aguş Hoca’nın şu sözleri hepimizin kulaklarında küpedir: “Babanız mısır çuvalı sizler fare kemirir durur bitirirsiniz, unutmayın bir gün sizler de aynı duruma düşersiniz”
20 Kasım 2013 tarihinde yazar arkadaşımız Recep Yılmaz, değerli öğretmenimiz Mehmet Ulusar’ın hayatını anlatan Bafra Haber’de yayınlanan “BİR EFSANEDİR AGUŞ HOCA” yazı dizisinde çok güzel bilgiler vermiş ve hepimizin anılarını tazelemiştir. Allah Rahmet eylesin. Mekânları Cennet olsun.
Selim Hoca kitap, şiir çalışmalarına devam etmiş öğrencileri ile bunları paylaşmış onları okumaya, yazmaya teşvik etmiştir. Edebiyatın yanında sosyal faaliyetler ile yakından ilgilenmiş bilhassa tiyatro çalışmalarına çok önem vermiştir.
Okulumuzda tiyatro faaliyetleri ve gösteriler artık onun teşviki ve öncülüğünde Bafra halkının beğenisini kazanmıştır, 72’nci koğuş gösterisi Türkiye Liseler arasında birincilik almıştır.
Bu arada başarı çizelgesi yükselen Selim Hoca önce Müdür Yardımcılığı, kısa bir zaman içinde Bafra Lisesi Müdürlüğüne atanmıştır.
Aynı zamanda Bafra Halkevi Başkanlığını yürütmüş, guruplaşmaların hat safhada olduğu dönemlerde başarı ile görevlerini yerine getiren Selim Kurnaz bazı zorluklarla karşı karşıya kalsa da yapıcı ve olumlu olmuştur. O yıllarda Öğrenci temsilcilikleri kurulmuş ve seçimler yapılarak öğrenci birlikleri teşkil edilmiştir.
Bafra Halkevi Başkanlığında Tiyatro gurubu “Buzlar Çözülmeden” piyesini sahneye koymuş ve Ortadoğu Teknik Üniversitesinde düzenlenen Ulusal Tiyatro Şenliğinde ikincilik ödülü almışlardır.
Selim Kurnaz Hocamla ortaokul sıralarında başlayan birlikteliğimiz Lise 2. Sınıfa kadar devam etti. Öğrenci birliği başkanlığı yaptığım yıllar idi.
1967-1968 eğitim döneminde Alaçam’dan gelen bir arkadaşımız tek katlı bir ev tutmuş ne yazıktır ki sabaha karşı odasında uyurken Trafik kazasında can vermişti.
Evet, bir kamyon şimdi ki hal mevkiine yakın olan eve virajı alamayarak hızlı bir şekilde odaya girmiş, arkadaşımızın ölümüne sebep olmuştu.
Bunun üzerine Bafra Lisesi öğrencileri birlikte Trafik Canavarına tepkimizi koymak üzere Bafra Lisesi önünde başlattığımız sessiz yürüyüşümüzü Hükümet konağı önünde sonlandırmıştık.
Bu yürüyüş belki de Liseler arasındaki ilk faaliyetlerdendi. Yürüyüşün başını çekmem ve öğrenci birliğinde görevli olmam dolayısı ile Bafra Lisesi Disiplin kurulunda hesap verdim. Cezam okuldan uzaklaştırma olacaktı.
Lise Müdürü olan Selim hocam uzaklaştırma cezasına karşı çıkmasına rağmen Disiplin Kurulu ceza üzerinde ısrar ediyor ve arkadaşının oğlu olduğum için ayrıcalık yapılmayacağı konusunda hem fikirlerdi.
Selim Kurnaz aksine bu yürüyüş suç teşkil etmez, ben İdris Anarat’ı koruduğumdan değil bizler dahi bu yürüyüşün içinde olmalıydık demesine rağmen disiplin kurulu beni uzaklaştırmayı aklına koymuştu. O günü hiç unutmam.
Selim Hocamın başka çıkış yolu olmadığı için bu olaydan bir gün evveli tarihli hazırladığı tasdikname ile kurulun önüne geldi ve İdris Anarat dün tasdikname aldı bu fiili işlerken okulumuzun öğrencisi değildi diyerek beni aldı ve o zamanlarda Bafra Adliye Mahkemeler Başkatibi olan babamla beraber savcılık önünde lehimde şahitlik yaparak ceza almadan beratımızı sağladı. Allah razı olsun, Mekanı cennet olsun.
İşte böylece Bafra Lisesi ve arkadaşlarımdan ayrılarak İstanbul, Bursa son olarak Ankara derken tahsilimize devam ettik.
ÖNDE FOTOĞRAF ELİNDE YÜRÜYEN İDRİS ANARAT
Lise sıralarında öğrencisi olan emekli öğretmen, Bafra Kolay Neyzen Tevfik İlkokulu ve Kolay Merkez ilkokulu Müdürlük görevinde bulunmuş şair Cemal önder ile sohbetimizde Selim Kurnaz ile olan anısını anlattı.
“Ortaokul son sınıfta derslerimize gelen Selim hocam Liseden mezun olduğum güne kadar giyim, kuşam, hal ve hareketlerini örnek aldığım ve o yıllarda içimdeki hislerimi kağıda dökmemi sağladı, birkaç mısrayı bir arada yazabiliyorsam onun sayesinde olmuştur. Gençlik yıllarımızda aşık olduğum yarım asırlık eşimin adının Fatma olması ve Selim Hocamın bir gün sınıfta Tütüne Övgü kitabından bir mani okuması beni etkiledi. O günden sonra hep dörtlüklerin içinde buldum kendimi.
TÜTÜN KESEMİN DİBİ
KADİFEDİR KADİFE
BENİ KIZLAR ALDATTI
SEN ALDATMA FADİME…
Ders sonunda yanına gittim hocam bende bir şeyler yazmak istiyorum deyince Cemal bu akşam bir şeyler karala sabah bana getir demesi üzerine aşağıdaki sözleri karalayıp kendisine götürdüm.
Vurulmuşum gözlerinin rengine
Davulda vururmuş dengi dengine
Seni beğenmişim, seviyorum kime ne
Ben vurulmuşum gözlerinin rengine..
Üç mısradan oluşan bu şiirimi okudu. Cemal güzel olmuş devamlı yaz, yazdıklarını kaybetme diye beni uyardı.
Bir yıl sonra liseden mezun oldum.
Bana “Ne yapmayı düşünüyorsun” diye sorduğunda, bilmiyorum hocam cevabım üzerine “istersen bazı fark dersleri vererek öğretmen olabilirsin inanıyorum ki sen iyi bir eğitimci olacaksın” demesi ile söylediği yolu izleyerek bu günlere geldik.”
Selim Kurnaz her öğrencisi ile anıları olan disiplinin yanında mezun ettiği her öğrencisi ile arkadaşlık kurabilen bir eğitimci idi.
Bafra Lisesinde görev yaptığı yıllarda Ece ve Oya isimli ikiz kızları dünyaya gelmiştir.
Değerli okurlarım önümüz günlerde Selim Hocamın kitaplarından ve Bafra’dan ayrılıp Ankara’ya gidişinden, hiçbir zaman öğrenmeyi bırakmayan Hocamızın emekli olmadan Eğitim Fakültesi ve Yüksek lisans eğitimlerinden bahsedeceğim.
Şimdilik Hoşça kalın…
İdris Anarat
