Her okulların açılışında bir şeyler değişiyor, eskisi gidiyor yenisi geliyor, sonra tekrar eskisi geliyor.
ezberci eğitim bitiyor ama çocuklar testten başını kaldırıp etrafı göremiyor
eğitim okulda verilecek, dersaneler kaldırılacaktı
artık uzun uzun eğitimin sorunlarını irdeleyen yazılar bayıyor insanı
bu yazılar da eğitim klasikleri arasına girdi.
anladığım şu ki, eğitimdeki kafa karışıklığı sürüyor
en azından eğitimci camiadaki kafa karışıklığını rahatlıkla görebiliyorum
şimdi de eğitimcilerin mesai saatleri ile ilgili düzenlemelerden bahsediliyor
eğitimcilerin eğitimden geçeceğinden bahsediliyor
inşallah bu defa üzerinde senelerdir konuşulan çözüm önerileri hayata geçer
öğrenciler daha az stresli yapıda daha mutlu ve güvenli gelecek hayalleri kurabilir
BAŞBAKAN ERDOĞAN`A GÖSTERİLEN SEVGİNİN SIRRI NE`
Hangi kanalı çevirsem, hangi gazeteyi elime alsam Arap ülkelerini ziyareti sırasında Erdoğan`a gösterilen sevgiden bahsediliyor.
Yanan yıkılan yurtlarına bir kurtarıcı gibi görüyorlar.
Nedir bu işin sırrı`
Sadece karizma denemez herhalde`
İsrail`e gösterdiği mukavemet mi`
Buralara gelmeden önce yaşadığı zorlu tecrübeler mi`
`Beraber yürüdük biz bu yollarda` nakaratı mı`
Daha dün gibi, `bu ülke yönetilemez, idare edilir` diyen büyüklerimizin sözleri.
Demokrasiye hasret Arap ülkeleri, Türkiye`nin demokrasi tecrübesinden faydalanmak istiyor.
`Düşe- kalka` da olsa, son elli yılına en az beş darbe sığdırsa da demokrasiyi içine sindirmiştir Türkiye.
Haliyle Arap ülkelerine örnek olabilecek ehliyete sahiptir.
Ağaçtan düşenin halinden ağaçtan düşen anlarmış.
ÖLÜMÜ SIKÇA HATIRLAYAN HZ.ÖMER
Örnek insan Hz. Ömer, yaşı çok ilerlememişken bir adam tutmuş.
yani maaşlı bir memur tutmuş
kendisinden isteği, günde bir defa ölümü hatırlatmasıymış
adaletiyle ünlü halife herhangi yanlış karar almaktan, halkın hakkına girmekten korkuyormuş
Yıllarca söyleneni yapmış memur ve ölümü hatırlatmış. Taki Hz.Ömer, artık senin hatırlatmana gerek kalmadı, diyene kadar.
çünkü saçları beyazlamaya, beli bükülmeye başlayınca atık kendisi hatırlıyormuş
Çetin Altan da Pazar gün ki yazısında böyle hislerle dolu bir alıntı şiir koymuş köşesine
artık kimsenin hatırlatmasına gerek yok, dercesine...
ben de aynen aktarıyorum:
düşünceler denizinde
durgun, sakin ve sessiz
azıcık titreşimler
öylesine gebe ki...
yaşam tatsız ve bomboş
duygularsa pörsümüş
sağlık inişe geçmiş
korkutuyor bekleyiş
(Gülderen Alpagut)