Hava kapalı,

 

"evde otur"diyen bir hali var..

 

bu hafta sonu dinlemedim hava tahminlerini..

 

güneş varmış gibi yaptım..

 

ve yurt dışından gelen sirk gösteririsini izlemeye gittim

 

"dünyaca ünlü" yazıyordu reklamında..

 

biraz sosyalleşme, biraz sinerji, biraz enerji iyi gelir..

 

en azında sonbaharı atlatana kadar ciddi etkinlikleri kaçırmamakta yarar var..

 

zaten başına "dünyaca ünlü" sıfatı alan kaç etkinlikle teşri mesaimiz oluyor`..

 

öce Afrikalı akrobatlar çıktı gösteri alanına..

 

parende atmalar, sandalyeler üzeride dengede durma yarışı..

 

zaman zaman nefesleriniz ağzınıza geliyor..

 

bir anda uzun zamandır şaşırmamış olduğumu farkettim..

 

hareketlerle uyumlu müzikler de halkı coşturma görevini hakkıyla yerine getiriyordu..

 

"ateşin içinden elini geçiren adam" oldukça sahiciydi..

 

burnuma yanık kokusu geldiğinden eminim..

 

köpeği mimik hareketleriyle, el işaretleriyle yönlendiren hanımefendinin yaptıkları da oldukça etkiliydi..

 

zaman zaman ekranlarda görüyoruz belki ama, canlısı bir başka,

 

olayın sıradışılığına daha yakından tanıklık etmenin keyfi başka..

 

hiç korunma aparatı olmadan gözlerini kapatıp ipin üzerinde yürüme gösterisi de, ifade etmeliyim ki dudak uçuklatan cinstendi..

 

hatta biri aşağıda her ihtimale karşı tutmak için beklese iyi olurdu, diye düşünmeye kalmadan, aşağıda pür dikkat bekleyen akrobabatı farkettim,

 

içimden kuvvetli bir `şükür` geçirdim..

 

ne kadar çok hazırlıklı olsalar da tehlikeli hareketler yapıyorlar..

 

neyse ki kazasız belasız atlattılar..

 

tabii biz de..

 

çocuk oyuncağıymış gibi yaptıkları, ama oldukça ustalık istediği anlaşılan `ip atlama gösterisi `de hem eğlenceli hem de hayret uyandırıcıydı..

 

bu kadar yorucu ve riskli hareketleri yaparken sürekli gülümseyebiliyor olmak, herhalde `günboyu sporla haşır neşir olmak` şeklinde açıklanabilir..

 

tabii sinerjiyi de atlamamak gerek..

 

şöyle de bir anafikir çıkardım gösteri sonrasında;

 

başarı, en zor hareketleri, ustalık isteyen meziyetleri çok kolaymışçasına yapabilmekte saklı..

 

yani bir solukta tüketilir, ama hafızalardaki yerini alır..

 

BİR MUHALEFET BOŞLUĞU MU VAR`

 

Hep zannetmişizdir ki, muhalefet icraatı baltalar..

 

kabul ediyorum bunun yığınla örnekleri yaşandı

 

yapıcı muhalefetle pek az karşılaştık

 

daha çok "ayağını nasıl kaydırırım" anlayışını hatırlatan, yapılan güzellikleri görmezden gelen anlayışlara aşina olduk..

 

ancak zam haberinin "güncelleme" olarak aktarılması, hakiki muhalefetlerin bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha hissettirdi..

 

gazeteleri açıyorsunuz, `her şey süt limanmış` gibi bir izlenim alıyorsunuz..

 

nankörlük etmek istemem ama toplum içinde hissedilen bir takım sıkıntıların, asayiş olaylarının açıklamasını yapamıyorsunuz..

 

çözüm üretmek de abes kaçmıyor mu`..

 

`KOMŞULUK` RAFA MI KALKTI`

 

Hiç görünmüyorsun, diye başladı komşusu lafa..

 

kim gözüküyor ki, herkez kendi derdinde, diyemedi karşı komşusu..

 

`ameliyat oldum, kimsenin haberi yok`

 

ameliyattan önce sen de görünmüyordun, diyemedi..

 

internet çok vakit alıyor, fırsat kalmıyor, diyemedi..

 

komşuluk rafa kalktıysa "sorumlusu ne sensin, ne de ben", diyemedi..