<p>Bu yolculukta gözlerimizin kapanmadığı bir gece, güneşin doğmadığı bir sabah yoktur. Hayat yolculuğu dünyanın yolculuğuna benzemez mi? Güzergâhında dağı, vadisi, denizi, okyanusu olmayan bir yolculuk var mıdır? Güneş bizi her zaman ısıtmayabilir, nice geceleri ıssız yaşamak zorunda kalabiliriz. Karla, tipiyle, yağmurla, çamurla, depremle, fırtınayla boğuşmaya mecbur olduğumuz anlar yaşarız. Karşımıza ne zaman, neyin çıkacağını bilemeyiz. Bazen kolayca yol alabileceğimiz gibi, bazen de engeller aşarak geçeriz hayat yolundan.</p> <p> </p> <p>Hayatımızı düz bir çizgide tutmak mümkün değildir. Aslında hayatımız düz bir çizgide değilse daha güzeldir zaten. Hayatta inişler ve çıkışlar olmaması doğa kanunlarına bile aykırı değil midir?</p> <p> </p> <p>Bizler bazen kendimizi çok iyi hissederiz, ertesi gün karalar bağlamışızdır. Bir gün kendimizi zirvenin en tepesinde hissederken, ertesi gün ufak bir başarısızlıkla çukurun dibine ulaşmış oluruz. Bunaldığımızda, olumsuz duygular içimizi kemirdiğinde hayatımızın bütünüyle dağılıp saçıldığı izlenimine kapılırız, çok sevdiğimiz birini yitirdiğimizde gam deryasına düşeriz. Öyle ki hiçbir çıkış yolu kalmamış gibi gelir bize, felaket rüzgârlarının hep bize doğru estiğini düşünürüz.</p> <p> </p> <p>Bu inişlerin sadece bizim başımıza geldiğini sanırız. Aslında her insan kendine göre kadersizlikler yaşar. Bu inişleri sadece biz yaşamıyoruz ki. Yeryüzünde acı çekmemiş bir insan var mıdır? Kime dokunsan ahı deryayı anlatır. Çoğumuzun hayatı iniş ve çıkışlarla dolu değil midir? Kimimiz bu iniş ve çıkışlarla güçleniriz, kimimiz de yıkılır gideriz. Hiçbirimizin hayatı hep mutlu, tozpembe geçmemiştir ya da tam tersi olmamıştır.</p> <p> </p> <p>Varoluşumuz hakkındaki inancımız hayatımızın şekillenmesinde, hayata tutunmamızda en önemli unsurdur. En güzel şartlarda hayata gam ve kasvetle bakanlarla, akrebin kıskacında onulmayacak dertler içinde cenneti yaşayanların hayata bakışlarında elbette farklılık vardır. Hayata dayanılması en zor anlarda, ruhumuzun örselendiği durumlarda bile “ vardır bir hikmet “ düşüncesiyle bakmak, olanda “ hayır “ vardır anlayışına erişkin olmak, yaşadığımız olumsuz olayların altında yatan sorunları çözerek bu sorunların bile gelecekte hayatımıza yön verebileceği inancında olmak, sebat etmek, asla vazgeçmemek bizim bir çıkış yolu bulmamıza yardımcı olacaktır.</p> <p> </p> <p>İnsan yaşamında inişler çıkışlar karşısında daha kabullenici olmalı, daha kötülerini düşünerek şükredebilmelidir. Hayat mücadeleden ibarettir, yaşamamız gereken galibiyettir.</p> <p> </p> <p>Hayatta inişler ve çıkışlar olması gerektiğini anlatan aşağıdaki öyküyü güzel bir örnek diye düşünüyorum ve siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.</p> <p> </p> <p>Bir zamanlar kötü geçen hasattan şikâyet eden bir çiftçi vardı. “ Tanrı bana hava durumunu kontrol etmeme izin verse her şey daha iyi olurdu. “ dedi. Tanrı ona dedi ki: “ Bir yıl boyunca havanın kontrolünü sana bırakacağım, ne istersen hemen yerine gelecek.” Zavallı adam çok mutlu oldu ve hemen dedi ki:” Şimdi güneş istiyorum.” Ve güneş çıktı. Sonra dedi ki: “Şimdi yağmur yağsın.” Ve yağdı. Bir sene boyunca önce güneş açtı ve sonra yağmur yağdı. Mahsul hiç bu kadar bol, hiç bu kadar yemyeşil olmamıştı. Sıra hasada geldi. Çiftçi buğdayı biçmeye koyuldu, ama yüreğine indi. Başakların içi bomboştu. Tanrı gelip sordu: “Mahsulün nasıl?” Adam şikâyet etti: “Kötü efendim çok kötü.” “ Peki, sen havayı kontrol etmedin mi? İstediğin her şey olmadı mı?” “Evet oldu! Ben de işte bundan dolayı şaşkına döndüm. İstediğim güneşi ve yağmuru elde ettim ama hiç mahsul yok.” “ Peki, hiç rüzgâr, fırtına, kar ve buz istemedin mi? Bunlar havayı temizleyip kökleri güçlü hale getiriyor. Mahsulün de içi doluyor. Hep iyi havayla olur mu hiç? Elinde bu yüzden mahsul yok.”</p> <p>Hayat hem iyi hem kötü hava, hem zevk hem acı, hem yaz hem kış, hem gece hem gündüz varsa yaşanır. Hem üzüntü hem mutluluk, hem rahatlık hem rahatsızlık olmalı. Hayat böyle uçlar arasında güzelleşir.</p> <p>Sevgiyle kalın...</p> <p>Kevser Topyıldız Küçük</p> <p> </p> <p> </p>