Değerli okurlar,
Malumunuz daha önce “Bafra müftüsü`ne sorular” adında bir yazı yazmıştım.
Bu yazıyı yazdıktan bir hafta sonra Müftü Bey, konusu geçen kız Kur` an kursunda, konusu geçen erkek hocanın kadrolu yönetici eşini görevden alarak, yerine yine aynı kursta görevli sözleşmeli başka bir yöneticiyi atadı.

Yazıyı yazdıktan bir hafta sonra, konusu geçen erkek hocanın eşinin görevden alınmasını haber bile yapmadım.

Bilgi edinme kanunu gereğince Diyanet İşleri Başkanlığı`na yazı yazdım.

Yazdığım yazının konusu “ erkek hocanın kız Kur`an kurslarında görev yapamayacağı esasına dayalı bir yönetmeliğin olup olmadığına ”...dairdi
Böyle bir yönetmeliğin olmadığı “B.02.1.DİB.0.72.03/017/1364 “ sayılı elektronik posta ile Din Eğitimi şubesinden bana gönderildi.

Yine müftülüğün kendi teamülü olacağını düşünerek bu konuyu gündeme getirmedim.

Ama...
Bugün çok farklı bir durumla karşı karşıya kaldım.
Çok vahim ve akla ziyan,
Artık bu kadarı da pes dedirten.
Zorbalıkla, insanları tehdit ederek yapılan bir durum.
“ Ne yapmaya çalışıyorsunuz` ” demeyi gerektiren bir durum.
Hem de işi Din eğitimi vermek olan bir bayan hoca tarafından.

İsterseniz konuyu anlatayım...
Bu kursta görevli ve ismini kamuoyunda paylaşmayacağım bir bayan hoca, bu kurstaki bir öğrenciye asılsız dilekçe yazdırıyor.

Hem de kurşun kalemle, dilekçenin devamı birileri tarafından sonra doldurulmuş, iftiralarla dolu bir kağıt parçası.

Dilekçe konusu şudur:  “ Benim akrabam bu kursta aşçılık yapıyor ve onun aleyhine bir dilekçe yazdırılıyor.
Amaç, benim akrabamı görevinden almak.
Asıl amaç, benim yazdığım yazının rövanşını almak...”

Bu durumdan haberdar değildik.
Asılsız ithamlarla dolu dilekçeyi yazan öğrenci, bu asılsız dilekçeyi yazdığından dolayı gece rahatsızlaşıyor ve o günün sabahında kurstaki görevli hocalara durumu anlatıyor.

Vicdanen yaptığının altında ezileceğini ve asılsız dilekçeye kendi yazdıklarından başka bir şeyler eklenebileceği korkusu olduğunu söylüyor.

Kız baygınlık geçiriyor, bunalıma giriyor.

Aslı astarı olmayan, iftiralarla dolu bir takım şeyler yazıldığını ve bu durumu düzeltmek istediğini belirtiyor.

Hatta bu asılsız dilekçeyi yazdıran bayan hoca, benim için Müftü hakkında internette yazılar yazdığımı ve kendilerine yardımcı olmaları gerektiğini söylüyor.

Kısacası, işi insanlara “Dini öğretmek” olan bu kişi, kişisel hırsları için başkalarına asılsız dilekçe yazdırıp, insanlara iftira atıyor.

Acaba oradaki erkek hocada böyle bir durumla karşı karşıya mı kaldı demeden de edemiyorum.

Demek ki kuyruklarına bastığımız bir takım kişiler, bizlere iftira atıp, bizden öç almaya kalkıyorlar.

Demek ki doğruları yazmanın karşılığı, hukuka, akla ve mantığa ve hatta dinimize yakışmayacak şekilde "iftira" ile karşılaşmakmış.

Biz bu durum için idari tüm makamlarla iletişime geçiyoruz. Bu işin hukuki boyutunun cevabını bu işi yapanlar alacaktır.

Şimdi Müftü Bey size söylüyorum...
İyi dinleyin şimdi.
Geçen yazımdan dolayı telefonla görüştük ve bu konu hakkında sizinle tartıştık.
Yüz yüze bile görüşme olanağımızın olabileceği kanısına vararak vedalaştık.

Aslı astarı olmayan bilgilerle şu Ramazan ayında fitne çıkartan, iftira atıp, asılsız dilekçe yazdıran bu bayan hoca hakkında gerekeni derhal yapınız.

Eğer yaptığı bu bayan hocanın yanında kar kalırsa, bu işin altında sizin de olduğunuz kanısına varmadan edemeyeceğim.
Bana telefonda kul hakkından bahsederken ne kadar samimiydiniz gösteriniz...

Ben bu durumu önce Bafra kamuoyu ile paylaşıyorum. Sonra idari tüm makamlara bilgi vereceğim.
Ve bu konu dışında idari makamlara söyleyeceğim çok şey var.

Ben adımla sanımla buradayım. Başkalarına kurşun kalemle yazdırılmış, üstü sonradan başkaları tarafından doldurulmuş ve delillerle tespit, iftiralarla dolu ve aslı olmayan bir kağıt parçası beni kirletmez. Ama o asılsız dilekçeyi yazdıranlar ve yazana çanak tutanlar hakkında söz Bafra kamuoyundadır.

Ve ben hala bu işin takipçisiyim.
Hem de ufacık bir korkum olmadan.

Hamdi Kozil