Sevgili okurlarım Yunanistan gezimize gecen yazımızda kaldığımız yerden devam edelim. Öncelikle beraber yolculuk yaptığımız ekibimizin toplu bir fotoğrafı ile sözlerimize başlayalım. Bu güzel fotoğrafı çeken Bafra Musiki Cemiyeti Fotoğraf kulübü yöneticilerinden fotoğraf sanatçısı Kamil Dikmen Bey’e teşekkürlerimizle…

Drama şehrine girdiğimizde otobüsümüzün içersinde heyecan hat safhada idi. Beraberimizdeki dostlarımızın anne ve babalarından, dedelerinden dinledikleri hikâyeleri yeniden canlanıyordu. Arzu ve istekleri aile büyüklerinin yaşadığı ve tatlısıyla acısıyla güzel hatıraları olan geçmişteki izleri arıyorlardı.

Yazımın bu kısmında anılarımıza devam etmeden Mübadele edilen vatandaşlarımız Bafra merkez ve köylerine nereden geldikleri bilgisini vermek istiyorum. 

Drama Pürsıcan, Kırlıkovalı, Kayalar ve Sarışaban’dan gelenler Bafra Merkez mahallelerinde ikamet ettirilmişler.

Drama Kırlıkova’dan Evrenuşağı ve Tütüncüler (Cırıklar) köyüne, Küçükköy’den Selemelik köyüne, Karagöz Zele’den Asar köyüne,  Dratişte’den Kapıkaya, Kuzalan köylerine, Karagöz Koska’dan Aktekke köyüne yerleştirilmişler.

Vatandaşlarımızın meslek durumlarına ve Yunanistan’da ikamet edildikleri bölgenin şartlarına uygun yöreler seçilmiş ve kendilerine bütün imkânlar tanınmış.

Bafra’mızdan Yunanistan’a giden dostlarımızdan dinlediğimiz kadar onlar biraz fazla sıkıntı çekmişler. Önümüzdeki yazılarımızda Yeni Bafra Dernek Başkanı Chatzisowridis Pavlos ile yaptığımız röportajlarda bundan bahsedeceğiz. 

Bafra’mızın sevgisi ve kendilerinde bıraktığı anıları yaşatmak için Yunanistan’da “Yeni Bafra” adı ile çok güzel bir belde, şehir kurmuşlar. 

Bu bilgileri verdikten sonra kaldığımız yerden gezimize devam edelim. 

Kaymakamlık Emekli Yazı İşleri Müdürümüz Necmettin Özel Bey ve eşi Mualla hanımla yaptığımız sohbette, Necmettin beyin babası Drama Küçükköylü, annesinin ise Drama merkezden olduğunu, Mualla Hanımın anne ve babasının Sarışaban doğumlu olduklarını ve dinledikleri hikayelerle büyüdüklerini söylediler. 

Büyüklerinin çok arzu etmesine rağmen buralara gelemediklerinden onların anısını yaşatmak için emeklilikten sonraki yurtdışı seyahatlerini atalarının geldiği bu topraklara yapmanın sevinci ile beraber heyecanlarını da gizleyemiyorlardı. 

Otobüsümüzde herkes ile sohbet ettim. Hepsinin duygu ve düşünceleri, heyecanları bazen hüzün ile buraların hasretini çekerek ölen baba, anne ve dedelerini anlatıyorlar ve doğdukları bu topraklardan birer poşet toprak alarak mezarlarının üstüne serpmek için can atıyorlardı. 

Ben de dahil olmak üzere mübadil olmamamıza rağmen beraber yolculuk yaptığımız Musiki Cemiyetimizin değerli üyeleri, öğretmen, yazar, şair ve fotoğraf sanatçısı arkadaşlarımız ile kendilerine tüm kalbi duygularımızla katılıyor ve onları takdir ediyorduk.

Gittiğimiz her yerde aynı heyecan ve sevgi ile karşılanıyorduk. Sanki yıllar bizleri daha çok birbirimize bağlamıştı. Yunanistan’a mübadil olarak giden Kardeşlerimiz bizleri ağırlamak için tüm imkânlarını ortaya koyuyorlardı. Şuna bir daha inandım ki ! 

Birbirimizi suçlamadan, yargılamadan, değerlerimize saygı göstererek hepimizi ALLAH yarattı diye sevmek gerekli.

Düşmanlıklar, acıları hüznü yokluğu getiriyor. Kazananı yok bu savaşların asıl kazanç BARIŞ içinde yaşamaktan geçiyor. Hepimize yeter bu dünya yeter ki saygı, sevgi ile sabrederek, şükrederek, hoşgörü içinde yaşamasını bilelim.

Yol arkadaşlarımızdan renkli bir simadan bahsetmek istiyorum. Anne ve Babası Drama Pürsıcan’dan gelmiş, dinledikleri hikâyeleri aklına kaydetmiş o günleri yaşarcasına anlatan baba evinin peşine düşmüş Bafra’da Soba imalatı yapan Kamil Pala…  

Bu isteğini yerine getirmek artık hepimizin arzusu idi. Drama’da serbest iki üç saatlik bir mola verdik rehberimiz Vasilis Klimantakis Kamil Pala ve birkaç arkadaşı alarak bir taksi kiraladılar Pürsıcan’a gittiler. Bizler de bu zaman içersinde Drama şehrinin girişinde bulunan güzel bir park alanında arkadaşlarımızla sohbet ederek bol bol fotoğraf çektik. Hepimizin merak ettiği Drama köprüsü kalıntıları idi. Pürsıcan’a giden arkadaşlarımızın gelişi sonunda ilk hedefimiz Drama köprüsü ziyareti olacaktı.

Kamil Pala ağbimiz Pürsıcan’a gidince yolda karşılaştığı bir bayana soruyor, babasının anlatmış olduğu şekilde Patilam Mahallesi’nde yanında telgrafhane, karşısında karakol olan taşduvar örgülü evlerinin yerini. Ne tesadüftür ki bayan hem Türkçe biliyor hem de tarif edilen evin yerini. Gel benimle diyerek Kamil ağbimizi yanına alarak evin önüne götürüyor. Babasının anlatmış olduğu şekilde aynen ev duruyor imiş. Heyecanını beraber gittiği arkadaşları ile paylaşırken evin bahçesinden yanında götürdüğü poşetlere toprak dolduruyor.

Bu nasıl bir mutluluktur anlatılmaz, Kamil ağbi ile hep birlikte bu heyecanlı anları paylaştık. Bu geziden en çok zevk alan ve karlı çıkan yine gelmesine sebep olanlara bol bol dua eden Kamil Pala ağbimiz Bafra’ya döner dönmez büyüklerinin mezarlarını ziyaret ederek onların üzerlerine birer avuç toprak serpmenin huzurunu yaşıyor. Fotoğraflar için kendisine teşekkür ediyorum.

Evet, Rehberimiz bu güzel anıdan sonra bizlere bilgiler vererek saat 17.10’da Drama köprüsü kalıntılarının olduğu bölgeye getirdi. Otobüsümüzden indik kalıntıların önünde bol bol fotoğraflar çektik ve Ali Aydın Bey ile Necmettin Özel Bey’in başı çektikleri mübadil kardeşlerimiz ritim sazlar ve klarnet eşliğinde köprünün önünde buranın ismi ile anılan oyunlarını oynadılar bizlerde zevk ile onları seyrettik.

Bundan sonraki durağımız, hazırlıklar yaparak bizleri bekleyen Bafra’mızdan Yunanistan’a mübadele yoluyla göç eden tarihimizde beraber aynı bölgeyi paylaşan ve geçmişlerini yaşatmak için NEA BAFRA (YENİ BAFRA) ismini verdikleri şehre doğru yola çıktık.

Değerli okuyucularım Yeni Bafra ve yolculuğumuzdaki diğer uğradığımız yerlerdeki hatıralarımızla yazı dizimize devam edeceğim.

Gönlünüzden sevgi eksilmesin.

İdris ANARAT