Evet, değerli okurlarım,
Uzun zaman oldu sizlerle sohbet edemedik. Zaman içerisinde ne çok yazılması gereken olaylar olmasına rağmen sohbetlerimizi yapamadık. İnşallah bundan sonra sık sık bu sayfalarda görüşme imkânımız olur.
Bazen insan kabuğuna çekilmek istiyor, kendisini olaylardan uzaklaştırmak, bazen unutmak, bazen her doğru bildiğini anlatmak veya anlatmamak... Velhasıl, son zamanlarda sanki mazide kalanlarla yaşamak arzusunda oluveriyoruz.
Nisan ayı her zaman içimde bir sıkıntı, bir huzursuzluk ile beni baş başa bırakıyor. 19 Nisan günü, hayatımın belki de en acı günlerinden birini yaşadım. Hepimizin bildiği gibi görevinde her zaman başarılı, sosyal faaliyetlerde her zaman önde bir Bafra sevdalısının hayata veda ettiği gün.
NAMIK ANARAT...
Ne gariptir ki değer verdiğimiz kişilerin kıymetini öldükten sonra biliyoruz. Ve belli bir zaman geçtikten sonra unutuyor, mazinin karanlıklarına bırakıveriyoruz.
Nisan ayı başında sahnede bir kalp krizi geçirerek vefat eden Volkan Konak, benim de şahsen sevdiğim, türkülerini zevkle dinlediğim değerli bir sanat insanı, Karadenizin hırçın çocuğu, Kuzeyin Oğlu... Bilmediğimiz ne kadar yönleri varmış. Adam gibi adam... Ölümüyle ne kadar çok özelliğini öğrendik. Sağlığında bu kadar incelenmeyen, belki de değeri bilinmeyen her sanatçıya veya her insana örnek olabilecek 58 yıllık bir yaşam hikâyesi...
Şunu anlatmaya çalışıyorum: Bu kişilerin neden bizler yaşarken kıymetini bilmiyoruz? Onları tanımıyoruz. Takdir etmek için ölümlerini beklemek mi gerek?
MEKÂNI CENNET OLSUN...
Namık Anarat, seni çok iyi tanıyorum. Hayallerini ve Bafra için yapılacak her hizmete öncülük yapmaya çalıştığını, hiçbir karşılık beklemeden hastalığında bile Musiki Cemiyeti yönetimini hasta yatağında toplayıp yönlendirmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz.
Yalnız sanat musikisi değil; büyük çabalarla kurduğun, çok başarılara imza atılan Halk Müziği Topluluğu, Şiir ve Edebiyat Kulübü, Fotoğraf Kulübü, Tiyatro Kulübü, Folklor ve Halk Oyunları Kulübü, Çocuk Kulübü ve Resim Kulübü...
Bafra Musiki Cemiyeti bünyesinde bunların hepsini bir arada tutmak demek ki bir liderlik konusuymuş. Bizler maalesef bunu başaramadık. Olaylar, bazı olumsuzluklar, seni kaybettikten sonra bizleri kabuğumuza çekiverdi. Böyle zamanlarda sen olsaydın bizlere moral verir, “Haydi bakalım, bunu da hallederiz.” derdin.
Sağ olsunlar, Bafra Musıki Cemiyeti yönetimi tüm imkânları kullanarak Türk Sanat Musıkî Koromuzu ayakta tutuyor. Onları da takdir ediyor, teşekkür ediyorum.
Namık Anarat bana “Gocabuba” diye hitap ederdi, ben de ona “emmi” derdim. Devamlı fikirlerini anlatır, gece gündüz demez düşüncelerini gerçekleştirmek için çaba gösterir, bizleri yönlendirir, ilgili makamları bizzat ziyaret ederek gereğini yapardı.
Yurt içinde ve yurt dışında Bafra’mızı tanıtmak için geziler düzenler, öncülük yapar, tüm engelleri aşar; bazı dertler için yanına gidip “Nasıl yapacağız?” dediğimizde, “Tamam, HALLEDERİZ.” sözüyle işi bitirir, bizlere moral verirdi.
MEKÂNI CENNET OLSUN.
Gönül dostlarım, sürç-i lisan etmiş isem affola...
İdris ANARAT
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Mekanı durakları cennet olsun büyük adamlardı onları anlayacak nesilde yok şimdi izini takip edecek idealist de. onlar kot pantolonun üzerine gömlek kravat hırkakayı yakıştıran kıymetli adamlardı..
Mekanı cennet olsun. yalnız mevcut cemiyet yönetiminin, rahmetlinin emek verip yaşattığı ve sizin de belirttiğiniz bütün bölümleri kapattığını ve sadece sanat müziği korosuna sığındığını unutmayalım. rahmetlinin vizyonu farklıydı. herkeste olmuyor.